26 Aralık 2015 Cumartesi

FrigenzFranz

-Ve Frigenz gözlerini büyüleyen coşkun duygulu Franz'ı anlatır: Ruhu kelepçeli serseri adamın rüyasında uykusuz gecelerimin sebebi sözleri... Manyakça dans eden duyguları yırtık gömleğimi diker o adamın gözleri... Üfürük almamış, vermemiş teninde beni benden çalar, yalnızlığımı kendinden saklar Franz'ın özleri... Çalıntı bozuk bir radyodan çıkan tozlanmış sesi, derinden antikaya hayran kıldırır bizleri... Faişenin kıvrak duruşunu mizansen müzik inceliğinde sanata dönüştürür anlayış izleri... Eşcinseli imansız kollara terk edilmiş anlayışı yıkan hemli oluşu... Sapıkların sırtında sopa kıran sapıkların sırtında sopa kıran gaddar duruşu... Tecavüzle lanetli orospuları arattıran tecavüzcü kadına eyvallah dedirten farklı görüşü... İntihara taş çıkartan asi karakterin cinayet kolu fedai doğuşu... Kiliseden terkedilmiş kafirlere Camii atmosferinde barınak kuran Franz buluşu... -Ve sonra Frigenz, alevsiz mum ve soğuk küvet atmosferinde romantik yalnızlığıyla Franz'a şöyle seslenir: Bu geceyi sabaha birlikte yetiştirelim, ateşin yakamadığı mum tutuşsun, ısınamayan suyun dolduramadığı küvet sıcak suyla dolsun... Elimde iki şişe soğuk su ve mumla birlikte barutu nemlenmiş bir kibrit kutusu, seni bekleyen basit gülüşlerim parlayan gözlerimin içinde yanar bir dağ gibi adeta; ısınamadan yanıyor, bulamadan var olanın içinde buluşun kendisi sanki... Sen umut kelepçesine bağlı kaldı bir bakış, bir zeytin tanesi, bir dilim peynir ve bir yufka bizimle savaşmak ister masanın boş kalışını cesaret bilerek... Sahte sözlerimin aldatışı gözlerimdeki gerçeğe bir pelerin gibi dalgalanır, henüz güneş açmamış gözlerim donuk, söz söylememiş dilim soğuk... Haydı, gel... Bu geceyi sabaha birlikte yetiştirelim, olmayan ateşle mumu yakalım, boş küveti göz yaşlarımızla dolduralım, bir alev hediyesiyle ısıtalım ve birlikte sabaha kadar yıkanalım... Bu geceyi sabaha birlikte yetiştirelim. -Gürsel Özkır 

Hiç yorum yok:

Yalnızlık Teoremi

"Bu belirsiz bir bilinmezlik değil, uçtan uca şifrelenmiş bir şey de değil, aksine, ardına kadar önü açık ve kapısı olmayan bir şey ya ...