22 Nisan 2015 Çarşamba

KAVGAM

Kavgasız kalırsam kendimle, kendimden öte gidemem kendime... Kavgalı kalırsam kendimle, kendimden beri gidemem kendime... Kavgam Ali Ayşe ile değil, sadece kendimle; Kendimle olan kavgamda, Ali Ayşe'nin alındıkları da olmuyor değil, eyvallah. Sonsuz belirsizlik ve dipsiz karanlığın boşluğu avucunda kendimle kavgalıyım. Gittikçe sivrileşen cehalet dişimle, imkan tanımayan asi imkanlarımla, ölüme yaklaştıkça ölümü unutan zayıf hafızamla, işine gelmeyeni anlamayan bencilliğimle ve rahata aşık çözüm üretemeyen tembel zekamla kavgalıyım. Şöhrete, makama, süs güzelliğine, paraya, haksız kazanca ve insanlık dışı insanlık bakışımla karşılıklı sevdalı iki kavgacıyız. Buz okyanusu misali düşman kesilen egoist benliğim, acı biber gibi kapak bırakan kendini beğenmişim, yaraları yakan tuz bakışlarım; evet evet sizlerle, sizlerle kavgalıyım. Ey kavgalı olduklarım! Diyeceksiniz ki, kavgalı oldukların senin benlik parçaların... Evet, doğrudur; benlik parçalarım sizlersiniz. Ve sizler, aslolan bana eşit yakınsınız... Bu yakınlık yetisine dayanarak bana biz seniz diyene, karakter madeniyle biçimlendirmeden birlikte duramam yerine. Şunu da söylemek isterim: Ben değişimi gelişmek için çok severim ve sevdiğimi de asla ihmal etmem, sahiplenirim, ilgilenirim ve gereğini kendisi için kendim yaparım. Eş olduğumuz benlik evinde kavgasız olmamızı istiyor olabilirsiniz. Ancak unutmuş olduğunuz önemli bir etkenin hükümsüz kalamayacağıdır; o etken, birlikte olduğumuz evin reisi asolan benin olduğu. Kavgasız olmamızı isteyen sizler, bana biat edin. Ve sizlere ilk ve son emrim, şimdinizle kavgacı olun... Zira ben, her daim kavgacı oldum şimdiki benle. 23.04.2015/02:02 Gürsel Özkır

Hiç yorum yok:

Yalnızlık Teoremi

"Bu belirsiz bir bilinmezlik değil, uçtan uca şifrelenmiş bir şey de değil, aksine, ardına kadar önü açık ve kapısı olmayan bir şey ya ...